NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
98 - (1595) حدثني
إسحاق بن
منصور. حدثنا
عبيدالله بن
موسى عن
شيبان، عن
يحيى، عن أبي
سلمة، عن أبي
سعيد. قال:
كنا
نرزق تمر
الجمع على عهد
رسول الله صلى
الله عليه
وسلم. وهو
الخلط من
التمر. فكنا
نبيع صاعين
بصاع. فبلغ
ذلك رسول الله
صلى الله عليه
وسلم فقال (لا
صاعي تمر
بصاع. ولا صاعي حنطة
بصاع. ولا درهم
بدرهمين).
[ش
(الخلط من
التمر) أي
المجموع من
أنواع مختلفة،
وإنما خلط
لردائته.
(لا
صاعي تمر
بصاع) أي لا
يحل بيع صاعي
تمر بصاع منه].
{98}
Bana İshâk b. Mansûr
rivayet etti. (Dediki): Bize Ubeydullah b. Musa, Seyban'dan, o da Yahya'dan, o
da Ebû Seleme'den, o da Ebû Saîd'den naklen rivayet etti. Şöyle demiş:
Biz ResûluIIah
(Sallallahu Aleyhi ve Sellem) devrinde bayağı hurmayı —ki muhtelif kuru
hurmanın karışığıdır— bir ölçek mukabilinde iki ölçek vererek satardık.
ResûluIIah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bunu duydu ve :
«İki ölçek hurmaya bir
ölçek hurma; iki ölçek buğday'a bir ölçek buğday ve iki dirheme bir dirhem
olmaz!» buyurdular.
İzah:
Bu hadîsi Buhâri
«Buyu'» bahsinde tahrîc etmiştir.
«îki ölçek hurmaya bir
ölçek hurma olmaz ilâ ahir...» cümlesinden murâd: îki ölçek hurma vererek bir
ölçek hurma almak haramdır; demektir. Arapların «cem'» dedikleri bayağı hurma
elli çeşit hurmanın bir araya getirilmesinden meydana gelirmiş. Bununla beraber
yine de hurma cinsi olmaktan çıkmadığı için Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)
bunda fark gözeterek fazlalıktı satış yapmayı yasak etmiştir; çünkü fazlalık
ribâ olur. «Onu hemen iade edin» cümlesi fâsid satışla alınan bir malın iadesi
vacib olduğuna delildir.
Ribâ mallarından olan
dirhemin yâni gümüşün hükmü de böyledir.